Tasarım, işlevsellik ve verimlilik eksenindeki güncel gelişmeler.
Dünyanın her yerindeki büyüleyici binalardan ilham alın.
Son on yılda, çalışma dünyası dramatik değişiklikler geçirdi. Uzaktan çalışma, dijital iletişim ve esnek çalışma saatleri; benzeri görülmemiş modern bir iş yeri yaratıyor. İlk bakışta, bu gelişmeler ofis binalarını önemsiz kılıyor gibi görünebilir.
Günümüzün binaları sadece akıllı değil, aynı zamanda yaşayan yapılar. Akıllı aydınlatma sistemleri, optimum zamanlarda ışıkları açar ve kapatırken; akıllı ısıtma, havalandırma ve klima (HVAC) sistemleri enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmak için gün boyunca mikro ayarlar yapıyor.
İş yerleri, kabinlerden ve özel ofislerden açık-plan yerleşimlere ve ortak alanlara dönüşmüştür. Birçok çalışan, bölmelerin ve kapalı kapılı ofislerin işbirliğine engel olduğunu düşünüyor; bu nedenle duvarları yıkmak, açık-plan ofis tipine yer açmak için bir sonraki adım oldu.
Çok sayıda araştırma, bir binanın tasarımının suç riskini azaltma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Çevresel Tasarım Yoluyla Suç Önleme (CPTED), estetik açıdan hoş ilkeleri kullanan ve aynı zamanda hem suça karşı zaafiyeti hem de doğabilecek suç fırsatlarını azaltan bir tasarım yöntemidir.
"BIM" kısaltmasını okuduktan sonra, genellikle dijital bir modelde ürünlerin üç boyutlu haritalanması akla gelir. Ancak bundan çok daha fazlası var: BIM ile mimarlar ve planlamacılar, bina tasarımıyla ilgili her türlü bilgiyi yönetebilir ve süreçleri sanal şekilde temsil edebilir; böylece verileri doğru zamanda ve doğru ölçüde kullanılabilir hale getirebilir.
Hızla artan kentleşme, dünyadaki şehirlerin her zamankinden daha kalabalık ve pahalı olacağı anlamına geliyor. Alanların kısıtlı hale gelip değerlenmesi ile birlikte; işletmelerin ve bireylerin gelişebileceği kentsel bir gelecek, mevcut alanı mümkün olduğunca büyüten, akıllı, verimli ve esnek mekan tasarımları gerektirecektir.
Seller, en yaygın ve yıkıcı doğal afetler arasındadır. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre 1987 ve 2017 yılları arasında, dünya çapında 2 milyardan fazla insan sellerden etkilendi. İklim değişikliği nedeniyle sellerin sıklığı ve yoğunluğu artmaya devam ederken; sele dayanıklı mimarinin önemi giderek artıyor.
Tasarım ve mimarlık yazarı Allison Arieff, New York Times için kaleme aldığı, 2018 tarihli yazısında "Bütün kadın mimarlar nerede?" diye sormuş ve eklemişti; “Mimarlık öğrencilerinin neredeyse yarısı kadın. Mezun olduktan sonra neden bu kadar az kişi sektöre bağlı kalıyor?"
2020 yılına COVID-19 salgını damgasını vurdu. İnşaat sektörü de salgınla mücadele için alınan önlemlerden etkilendi. Geçtiğimiz yıl, pek çok ülkede, şantiyeler kısmen veya tamamen kapatılmıştı ve işler mümkün olduğu ölçüde evden gerçekleştirilmişti.
2010'lar, dünya çapında mimarlık için anıtsal denebilecek bir on yılı ifade ediyor. Batı dünyası, 2008'deki durgunluktan yavaş yavaş kurtulur ve çevresel kaygılar hızlanırken; birçok proje minimalist ve içe dönük bir yol izlediği görüldü.
Mimarinin gelişimi küresel ekonominin dönüşümüne bağlı olsa da insanların ev inşa etme biçimleri hiçbir zaman demografik değişiklikleri, en önemli endişeleri ve istekleri yansıtmakta başarısız olmaz. Hızlı kentleşmenin, doruğa çıkan çevresel kaygıların ve kuşak çatışmalarının getirdiği kültürel değişimin ardından, 2020'de gördüğümüz mimari trendler de buna bir istisna değildi.
Yapı bilgi modellemesinin (BIM) bir yazılım olmadığı, uzun yıllar bir mantra gibi tekrarlanan ve artık bilinen bir gerçektir. Bununla birlikte BIM, pratik formunda bir BIM (etkinleştirilmiş) yazılımı kullanılarak yürütüldüğünden; BIM yazılımı konusu da önemlidir.