Kategoriler: Mimarlık

Yatay Gökdelen: Kentlerdeki Aşırı Kalabalığa Yeni Bir Çözüm

High Rise, City, Urban

Dünyanın ilk modern gökdeleni 1885’te, Chicago’da inşa edildiğinden beri; 40 katın üzerindeki yüksek binalar yoğun şehir merkezleri için bir norm haline geldi. Artık neredeyse kentsel ilerlemenin ve mimari başarının bir simgesi. 2000 yılından bu yana, küresel gökdelen inşaatı %402 arttı.

Birleşmiş Milletler, dünya nüfusunun 2050 yılına kadar yaklaşık 10 milyara ulaşacağını tahmin ederken; gökdelenler de artan gayrimenkul ihtiyaçlarına hizmet etmeye devam edecek. Ancak, gökdelenleri kalabalık modern şehirlerin gelişen ve genişleyen gereksinimlerine daha uygun hale getirmenin yeni yolları olsaydı, bunlar neler olurdu?

Altı yıllık inşaat sürecinin ardından, 2020’de tamamlanan Güneybatı Çin’deki Raffles City Chongqing, 30 milyonun üzerinde nüfusa sahip bir şehirde tam olarak bunu yapmaya çalışıyor.

Chongqing’deki (Çin) yatay gökdelen inşaatının hızlandırılmış videosu

Yatay Gökdelen Yeni Yükseklikleri ve Genişlikleri Şekillendiriyor

Dünyanın ilk yatay gökdeleni, Yangtze ve Jialing nehirlerinin buluştuğu bir yarımadada, 350 metreye yükseliyor. Her iki nehrin 270 derecelik bir görünümünü çevreleyen 817.000 metrekarelik yapı, hepsi Çin yazı karakterlerini andıran hafif bir kıvrıma sahip ve birbirine bağlı sekiz kuleden oluşuyor. Yatay gökdelen, tarihi Chaotianmen sahasında ilerleyen güçlü bir yelkenin mimari bir temsili.

Singapur’un ikonik Marina Bay Sands’ine benzer şekilde; Chongqing’in yatay gökdeleni, yapıyı Crystal adı verilen ve 250 metre uzunluğunda bir köprü ile bağlanan dört kuleye sahip. Akşamları Crystal, yatay şekli vurgulayan bir ışık huzmesi haline geliyor.

Devasa kompleks; ofisler, konutlar, restoranlar ve devasa bir alışveriş merkezi gibi kamusal ve özel alanlara ve tabii ki Yangtze ve Jialing nehirlerine bakan gökyüzü bahçelerine ve sonsuzluk havuzlarına ev sahipliği yapıyor.

Büyük Şehirleri Devralacak, Alışılmışın Dışındaki Gökdelen Tasarımları

Bugün, dünyanın en yüksek gökdelenlerinden 47’si, hala dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin’de bulunuyor. Bununla birlikte, dünyanın diğer bölgelerinde nüfus arttıkça; çoğu kentsel araziyi oluşturmaya yönelik, alışılmışın dışında yaklaşımlar ortaya çıkmaya devam ediyor.

Gerçekten de; yerden yükselmek yerine yeryüzüne inen yatay gökdelenler ve ters piramit binalar, büyük şehir merkezleri için başka bir tasarım çözümünü örneklemektedir. Bazı mimarlar, Meksika’da kavramsallaştırma araştırmaları yapmış olsalar da; tamamlanmış hiçbir yatay gökdelen örneği yoktur. Bununla birlikte, yatay gökdelenler gibi yenilikçi yaklaşımlarla birlikte, milyonlarca sakinin ihtiyaçlarını yeterince karşılayabilecek akıllı şehirler oluşturmak için bir dizi çözüm oluşturabilir.

Safdie Architects’in başkanı Moshe Safdie, “İmarın daha üç boyutlu hale geldiği bir dönem görüyorum” diyor.

Özellikle, artan kentsel nüfus ve sınırlı alan zaten mimarları kalıpların dışında düşünmeye zorlarken; gökdelen inşa etmenin yeni yollarını görmeyi umuyor.

Safdie, “Toprağı sadece iki boyutlu olarak düşünmek yerine; imar, insanların bir mülk ile diğeri arasında bağlantı kurmasını gerektirmeye başlayacak – önce yer seviyesinde, sonra yer üstünde,” diye ekliyor.

Sandrine Demas

Sandrine Demas

Sandrine, dormakaba Fransa'da İletişim Yöneticisi'dir. 21 yıllık tecrübesiyle Fransız blogunu yönetiyor; blogun içerik planından, yayından ve aynı zamanda stratejik gelişiminden sorumlu.