Kategoriler: Toplum

#GelecekİçinErişim: Neden BM’nin 2020’de Açıklanan Eylem Onyılı’nı Destekliyoruz?

Eylem Onyılı

İnsanlık sayısız istisnai problemle karşı karşıyadır. İklim bilimciler, demograflar ve kalkınma ekonomistleri uzun zamandır dünyayı bunlar hakkında uyarıyordu: Artan sıcaklıkların, savunmasız toplumları halihazırda etkilemesiyle görülüyor ki iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük tehdittir. Kayda değer sayıda araştırma, en kötü darbeyi alacak olanların daha yoksul ülkeler olacağını gösteriyor. Zaten bu ülkelerin birçoğu -sınırlı altyapı ve yoksulluk nedeniyle- sürdürülebilirlik açısından güçlüklerle karşı karşıya.

Öte yandan, dünya nüfusu 2050 yılına kadar 10 milyara ulaşacak ve doğumların çoğu Afrika ve Asya’da gerçekleşecek. Hızlı nüfus artışının ve hızla artan kentleşmenin meydana getirdiği küresel zorluklar, sürekli büyüyen bir ihtiyaçlar listesi yaratmakta.

Sonuçta görülüyor ki; yeni bir on yıla girerken, küresel toplumlar -eşi görülmemiş derecede- karmaşık ve acil sorunlarla karşı karşıya. 2020’ler boyunca, büyüme ve gelişme ihtiyacı kaçınılmazdır. Ancak; bunu sürdürülebilir bir şekilde yapma gerekliliği, artık göz ardı edilemez.

2030’u Tasarlamak: Bir Eylem Çağrısı

İstisnai sorunlar, istisnai çözümler gerektirir. Geleceği sabote etmeden büyümenin hassas dengesini bulmak için Birleşmiş Milletler, 2015 yılında, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA) belirledi. Sağlık, hijyen ve temel insan hakları gibi konularda belirlenen bu hedefler, 2030 yılına kadar, adaletsizliklerin küresel resmini tümüyle değiştirmeye odaklanıyor.

Bu acil durumları ele alan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 2020’den itibaren Eylem Onyılı çağrısında bulundu.

Guterres yaptığı açıklamada, “Önümüzdeki büyük görevi biliyoruz. Hepimizin güvertede olmasına ihtiyacımız var. Kimseyi geride bırakmadan, birlikte hareket etmemiz gerekiyor.” dedi. Bu, hükümetlerin, kar amacı gütmeyen kuruluşların ve özel sektörün -küresel adaletsizliklerle mücadele etmek için- güçlerini birleştirmeleri ricasıydı.

“Kuzey ve güneydeki hükümetler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı ulusal planlara ve stratejilere entegre etmeye başladılar. Özel sektör, yeşil ticaretin iyi bir iş olduğunu anlamaya başladı.”

Sürdürülebilir Dünya İnşa Etmek

Hiç şüphe yok ki altyapı, daha akıllı şehirler ve mimari çözümler; SKA’ya ulaşmak ve muazzam küresel potansiyeli açığa çıkarmak için temel unsurlardır. Sürdürülebilir kalkınmanın öncelikleri arasında, dayanıklı altyapı inşa etmek için Amaç #9; güvenli ve sürdürülebilir şehirler oluşturmak için Amaç #11 bulunmaktadır.

Bununla birlikte; altyapı ve yüksek kaliteli insan yerleşimleri, sürdürülebilir kalkınmada çok önemli konulardır. Verimli hastanelerden düzgün çalışma koşullarına kadar, mükemmel altyapı ve binalarla örtüşmeyen tek bir SKH yoktur.

#GelecekİçinErişim

Bu nedenle, dormakaba’da, Bay Guterres’in çarpıcı çağrısına #GelecekİçinErişim (#AccessForTheFuture) kampanyamızla yanıt vermekten mutluluk duyuyoruz. 2020’den başlayarak, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için önerdiği Eylem Onyılı’na katılacağız. En iyi bildiğimiz şeye odaklanarak; sektörde bir tartışma başlatma amacıyla, mümkün olan en iyi binaları inşa etmek ile sürdürülebilir kalkınma arasındaki somut bağlantının birçok yönünü vurgulayacağız.

Yeni teknolojiler, inşaat sektöründe oyunun kurallarını nasıl değiştirecek? Bir hastanenin tasarımı ile tıbbi başarısı arasında bir ilişki var mı? ‘Uzaktan çalışma‘nın yükselişi, ofislerin doğasını ne ölçüde değiştirecek? Küresel Güney’deki şehirler hızla artan nüfusu barındırmak için hangi çözümleri bulacak?

Küresel sürdürülebilir kalkınma gündemiyle uyumlu olarak, #GelecekİçinErişim bu soruları ve daha fazlasını yanıtlamaya çalışacak.

Stephanie Ossenbach

Stephanie Ossenbach

Stephanie, çevre bilimci ve dormakaba'da sürdürülebilirlik stratejisinin yürütülmesinden sorumludur. Uzun yıllara dayanan tecrübesiyle, sosyal ve çevresel yönetimin sürekli iyileştirilmesine ve şirketin BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne nasıl katkıda bulunduğuna kendini adamıştır.