Search
Close this search box.
Flag
Logo, Leisure Activities, Person
Flag

Çizimlerden Dijital Teknolojiye: BIM Nasıl İşliyor

Furniture, Urban, Building

Her binanın ilk önce sadece bir kalem ve bir parça kağıt ile başladığı günler çok değil, birkaç on yıl önceydi. Mimarlar, yüzlerce santimetre uzunlukta bir tuval oluşturmak için birbirine bantlanmış kağıt tabakalar üzerine çizim yaparak dev binalar tasarladılar. Binanın tasarımını özenle çizebilmek için çok sayıda mimar, bu kağıtların üstüne uzanırdı. Banyonun yerinde, merdiven basamak sayısında yapılacak bir değişiklik veya bir eğimin hesaplanmasında yapılan küçük bir hata, tüm süreci yeniden başlatmak anlamına gelebilirdi.

Bilgisayarların ortaya çıkışı her şeyi değiştirdi: binalar artık tasarlanmıyordu; hesaplanıyordu. Mimarlar aniden, bir binanın her bileşeni için -taahhütte bulunmadan önce- yüzlerce seçeneği test edebilir hale geldiler. Yine de bu dijital çizimler ezberci versiyonlardan çok farklı değildi. Günümüzde birçok mimarın kullandığı bilgisayar programları, her veri nesnesi için ayrı dijital yapım modelleri oluşturur: yapı malzemeleri için bir model, döşeme için bir diğeri, elektrik tesisatı için bir diğeri vb. Yapılan her değişiklikte, her bir dijital çizimdeki tutarlılığı korumak için, uygun değişiklikleri belirten model onaylanarak, her bir paydaşa dağıtılmalıdır.

dormakaba’da Bina Bilgi Modellemesi’nin (BIM) stratejik gelişiminden sorumlu DACH Bölgesi Geçiş Çözümleri Pazarlama Başkan Yardımcısı Andreas Vehreschild, “Örneğin bir hastaneyi ele alalım” diyor. “Tasarımsal, işlevsel veya finansal nedenlerle yapılan her değişiklik, birden fazla soruyu beraberinde getiriyor. Mesela, pencereleri zemine indirmenin maliyeti nedir ve bu binanın enerji tüketimini nasıl etkiler? Tüm kapılar, yangın / duman koruması ve kaçış yönetmelikleri ile uyumlu mu? “

Bugün inşaat sektörü, Vehreschild’in sorumlu olduğu teknolojinin yardımıyla başka bir devrimin ortasında: Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) ile bu soruların her birinin yanıtı artık bir tık ötede! Bu yenilikçi teknolojinin hakimiyeti arttıkça -açıkça görülüyor ki- inşaat sektörü bir daha asla aynı olmayacak.

BIM teknolojisi nedir?

Basitçe söylemek gerekirse BIM, tasarımcıların 3D modeller oluşturmasına izin verir; ancak daha benzersiz bir şekilde. Kendinden önce gelen modelleme teknolojilerinin aksine BIM, bir yapının hem fiziksel hem de işlevsel özelliklerinin dijital bir temsilidir. Bir ofis binası, bir hastane, bir yol veya bir köprü projesi olması fark etmeksizin bir BIM model, coğrafi ayrıntılardan üretim özelliklerine, bir odanın içereceği ışığa ve tüm projenin çevresel etkisine kadar her şeyi haritalayabilir. BIM, sadece bir projenin nasıl görüneceğini değil, nasıl davranacağını da gösterir.

Bu teknolojinin diğer dikkat çekici yönü ise mimarlar, mühendisler ve müteahhitler tarafından aynı anda kullanılabilmesidir. Bir paydaşın yaptığı bir değişiklik anında herkese yansıtılır ve bu da eş zamanlı işbirliği ve iletişime olanak tanır. Yalnızca bir bina tasarlanırken ve inşa edilirken kullanılan diğer programların aksine BIM, tasarımdan yıkıma kadar bir binanın tüm ömrü boyunca var olur. Mimarlar bir binayı tasarladıktan sonra, müteahhitler onu inşa etmek için aynı modeli kullanırlar; bina tamamlandığında, mülk sahipleri bu kez bakımını planlamak ve altyapı güncellemelerini tamamlamak için BIM’i kullanır. Her bir yaşam döngüsü aşamasında BIM, hataları azaltan, maliyet tahminlerini daha doğru hale getiren ve bir projenin daha hızlı tamamlanmasını sağlayan zamanlama ve lojistik hesapları otomatik olarak oluşturur.

Bir kapı kapandığında

Bir ekibin, örneğin bir hastane için; hastaların, yakınlarının ve personelin binaya girip çıkarken kullanacağı bir döner kapı tasarladığını varsayalım. BIM sadece kapının tasarımını ve boyutlarını değil; aynı zamanda her parçanın modelini, kapı panellerinin sayısını, onları itecek motorun türünü, ne sıklıkla servise ihtiyaç duyacağını, yedek parça mevcudiyetini, karbon ayak izini, akustik değerlerini de – her paydaşın aynı anda üzerinde çalışabileceği tek bir modele- yansıtacaktır. Bir müteahhit, herhangi bir kapıyı değiştirmeye karar verirse; bütçe, yangın koruma, ses yalıtımı ve enerji ayak izi etkileri hemen güncellenir ve modele yansır.

Bir proje doğrudan BIM’i kullanmasa bile, bu teknoloji ve onu savunan şirketler sektörü ileriye götürmeyi sürdürüyor. dormakaba’nın geleneksel bir tasarım teknolojisi olan Archicad için geliştirdiği “Jenerik Kapı” eklentisi, yakında proje paydaşlarının yangın ve dumandan korunma gibi özel proje gereksinimlerini hesaplamasına olanak tanıyacak.

Tasarımcılar, eklentimiz ile kapıları esnek bir şekilde yapılandırabilir. Bu sistem, örneğin, duman alarmları ve kilitler gibi bağımsız kapı bileşenlerinin uyumlu olup olmadığını otomatik olarak kontrol eder.

Andreas Vehreschild, Geçiş Çözümleri Pazarlama Başkan Yardımcısı, dormakaba DACH

Gelecek BIM’dir

Teknolojinin olanakları sürekli artıyor. Vehreschild, yalnızca birkaç yıl sonra, müteahhitlerin -daha ilk toprak parçası bile kazılmadan- tasarlanan bir hastaneyi keşfetmek için sanal gerçeklik gözlük ve kulaklıklarını kullanarak, koridorlarında yürüyecekleri ve kapılarını açacakları kadar fotogerçekçi dijital modeller olacağını tahmin ediyor. Modeller, bir kriz anında ziyaretçi akışlarını veya kalabalığın davranışlarını bile simüle edebilecek.

Bununla birlikte, bu hayalin gerçeğe dönüşmesinin önünde hala engeller var. İnşaat yazılımı sağlayıcısı Conject tarafından, 2015 yılında, endüstri profesyonelleri arasında yapılan bir uluslararası anket, BIM kullanmanın önündeki başlıca engelleri ortaya koydu: ihtiyaç duyulan büyük ilk yatırım maliyeti ve sınırlı BIM becerileri.

Yine de BIM’in yetenekleri benzersizdir. Birleşik Krallık, Danimarka, Finlandiya, Norveç ve Hollanda dahil olmak üzere, artan sayıda ülkedeki kamu yetkilileri, bundan böyle yalnızca BIM kullanan şirketlerle sözleşme yapacaklarını açıkladılar. 2014 yılında Avrupa Parlamentosu, tüm üye devletlerin aynı şeyi yapmasını tavsiye etti; Birleşik Devletler ve Singapur da yakında aynı şeyi yapacak.

Dünya, eşi görülmemiş bir hızla büyüyor: 2050 yılına kadar küresel nüfusun yaklaşık 10 milyara ulaşması bekleniyor ve insanların neredeyse yüzde 70’i şehirlerde yaşıyor olacak. Bu, tüm bu insanları barındıran ve hizmet veren yapıların her zamankinden daha verimli olması gerektiği ve bizi oraya götürecek olan teknolojinin BIM olduğu anlamına geliyor.

İlgili makaleler

1960'larda ABD'de yapılan fütürist çizgi film Jetgiller; 2062 yılında, Orbit adlı bir şehirde, Skypad Apartmanı'nda yaşayan -aynı adlı- aileyi tasvir....