Tasarım, işlevsellik ve verimlilik eksenindeki güncel gelişmeler.
Dünyanın her yerindeki büyüleyici binalardan ilham alın.
Dünyanın ilk modern gökdeleni 1885'te, Chicago'da inşa edildiğinden beri; 40 katın üzerindeki yüksek binalar yoğun şehir merkezleri için bir norm haline geldi. Artık neredeyse kentsel ilerlemenin ve mimari başarının bir simgesi. 2000 yılından bu yana, küresel gökdelen inşaatı %402 arttı.
Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) artık mimari tasarımda kağıt ve kalem kadar yaygın ve büyümeye de devam ediyor. 2019'da 5,2 milyar ABD doları olan BIM yazılım pazarının küresel değeri, 2027 yılına kadar neredeyse üç katına çıkarak, 15 milyar ABD dolarına ulaşacak. Ancak BIM'in tarihi daha yeni başlıyor.
Binalar barınma ve güvenlik gibi en temel insani ihtiyaçları karşılarken; mimari de onunla etkileşime giren herkesin duygusal durumunu etkiler. Amaçlanmış olsun ya da olmasın; bir bina aitlik, huşu, korku veya umut gibi bir dizi duyguyu tetikleyebilir.
Genellikle "internetin ikinci çağını" başlatan teknoloji olarak anılan blok zinciri (blockchain); şimdiden, iş dünyasını ve insan ilişkilerini dönüştürüyor. BitCoin'in arkasındaki teknoloji olarak popülerleşen blok zinciri; aynı kopyalar halinde farklı bilgisayarlarda depolanan, merkezi olmayan bir veri tabanıdır.
Günümüzün Endüstri 4.0 ve ilerici dijitalleşme çağında, standart ürünler üretme günleri geride kaldı. Müşteriler artık özel ihtiyaçlarına uygun çözümler talep ediyor. Kişiselleştirilmiş ürünler sunan şirketler, sadece müşterilerini memnun etmekle kalmıyor; aynı zamanda rekabet avantajı da kazanıyor.
1960'larda ilk prototiplerinin kullanımından bu yana, Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) teknolojileri, mimari tasarımın temel unsurları haline gelmiştir.
Hem fantezide hem de gerçek dünyada kapılar; bir geçiş olmanın yanı sıra, hangi kişinin bir yere erişim yetkisi olacağını belirleyen otoriteyi sembolize eder. Güvenli bir alanı, gizliliği ve mahremiyeti tanımlamak için kullanılan araçlardır.
Ünlü Fin mimar ve -bir mimari teori klasiği olarak kabul edilen- The Eyes of The Skin kitabının yazarı Juhani Pallasmaa, "Kapı kolu binanın tokalaşmasıdır" diyor ve ekliyor, “Mimarlığın öğeleri görsel birimler veya gestalt değildir; bunlar, hafızayla etkileşime giren karşılaşmalar, yüzleşmelerdir”.
Yangınlar, bir binada meydana gelebilecek en tehlikeli ve maliyetli kazalardan biridir. 2018'de, yalnızca ABD'de, her 2 saat 24 dakikada bir yangına bağlı sivil ölümü meydana geldi; bu da yaklaşık 3.000 can kaybı demek oluyor. Yine bu kazalar, doğrudan 25,6 milyar ABD doları değerinde mal kaybına sebep oldu.
Yapı Bilgi Modellemesi (BIM), 1970'lerde, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki, Batı Avrupa'daki ve Sovyet Bloğu'ndaki tasarım yenilikçilerinin mimariyi altüst etmek amacıyla bir yazılım çözümü oluşturma konusundaki rekabetiyle başladı. Gelişmeye ve kendini optimize etmeye devam eden bu teknoloji sayesinde modern mimari, 20. yüzyılın sonlarında mini bir rönesans yaşadı.
Uzaktan ve teknoloji destekli öğrenme halihazırda yükselişteyken; COVID-19 salgını, dünya çapında -her seviyeden- milyonlarca öğrenci için artık bunu kaçınılmaz hale getirdi. Yerel ve ulusal halk sağlığı düzenlemelerine bağlı olarak; bazı eğitim kurumları yeniden açıldı, bazıları hibrit öğrenme modellerini denedi ve bazıları tamamen uzaktan eğitime devam etti.
Son on yılda, akıllı binalar, tasarım sürecinin önemli bir bileşeni olarak ortaya çıktı. Bağlantılı ve otomatik çözümler; bina işletmecilerine daha fazla konfor, enerji verimliliği ve maliyet tasarrufu sağladı. Ancak COVID-19 salgını, bina tasarım projelerinin ön saflarına başka bir zorluğu daha getirdi: Hijyen.